Kazlıçeşme

Kazlıçeşme hakkında rivayetlerden birini meşhur tarihçi Kömürciyan İstanbul Tarihi isimli eserinde şöyle aktarır.

“Kazlıçeşme’ye verilmiş olan bu adın sebebi şudur: Bir kaz, otladığı sırada yeri eşeler ve eşelediği yerde bir su çıkar. Halk ta burasını kazarak bir menbâ bulur ve suyu getirip bir çeşme yapar.”

Günümüze ulaşan çeşmenin yapım tarihinden önce de burası hakkında kazlarla ilgili bir rivayeti olduğu bilinmektedir. Bu kaz ile anılan kaynak üzerine 1546 yılında Mehmet Bey tarafından çeşme yaptırılır. Çeşme üzerine kaynağı tam olarak bilinmeyen Bizans yapısı bir kaz figürün yer aldığı taş kullanılır. Taşın konması ile beraber Kazlıçeşme namı iyice güçlenmiş olur.

 

Meşhur seyyah Evliya Çelebi çeşmenin üzerinde neredeyse canlı gibi görünen bir kaz figürünün olduğundan bahseder. Çelebi’nin sözleri şu şekildedir;

“Yedikule kasabasının haricinde bir çeşme-i cânfezanın kemeri altında çarköşe (dörtköşe) bir beyaz mermer üzere üstad-ı mermer bir kaz tasvir etmiştir ki, dillerle tabiri imkansızdır. Gören zîrûh (canlı) zanneder. Buna binaen o çeşme, kazlı çeşme namı ile şöhretyâb olmuştur.”

Evliya Çelebi’yi hayran bırakan meşhur kaz figürü maalesef 2002 yılında çalındı. Yıllarca kaz kabartmasının yeri boş kaldı. 2010 yılında Zeytinburnu Belediyesi’nin yaptığı restorasyon çalışmasında bir kaz replikası yapılarak çeşme eski görünümüne kavuşturuldu. Restorasyon çalışması sırasında kaz figürünün olduğu taşın M.S. 700’lü yılarda yapıldığı belirlendi.Kazlıçeşme… Hikayesi bazı kaynaklarda İstanbul’un fethine kadar giden bu çeşmenin günümüzdeki hali Mehmet Bey tarafından 1546 yılında yapılmış. Çeşmenin üzerinde durduğu kaynağın ise fetih için İstanbul’u kuşatan askerlerin su bulmak için bu bölgeye gelmesi ile bulunduğu rivayet edilir. Fatih Sultan Mehmet’in askerleri kazların bu alana sıklıkla inip kalkmasının buradaki bir su kaynağının işareti olduğunu anlaması ile ordunun su problemi halledilmiş olur.

Kazlıçeşme hakkında rivayetlerden birini meşhur tarihçi Kömürciyan İstanbul Tarihi isimli eserinde şöyle aktarır.

“Kazlıçeşme’ye verilmiş olan bu adın sebebi şudur: Bir kaz, otladığı sırada yeri eşeler ve eşelediği yerde bir su çıkar. Halk ta burasını kazarak bir menbâ bulur ve suyu getirip bir çeşme yapar.”

Günümüze ulaşan çeşmenin yapım tarihinden önce de burası hakkında kazlarla ilgili bir rivayeti olduğu bilinmektedir. Bu kaz ile anılan kaynak üzerine 1546 yılında Mehmet Bey tarafından çeşme yaptırılır. Çeşme üzerine kaynağı tam olarak bilinmeyen Bizans yapısı bir kaz figürün yer aldığı taş kullanılır. Taşın konması ile beraber Kazlıçeşme namı iyice güçlenmiş olur.

Meşhur seyyah Evliya Çelebi çeşmenin üzerinde neredeyse canlı gibi görünen bir kaz figürünün olduğundan bahseder. Çelebi’nin sözleri şu şekildedir;

“Yedikule kasabasının haricinde bir çeşme-i cânfezanın kemeri altında çarköşe (dörtköşe) bir beyaz mermer üzere üstad-ı mermer bir kaz tasvir etmiştir ki, dillerle tabiri imkansızdır. Gören zîrûh (canlı) zanneder. Buna binaen o çeşme, kazlı çeşme namı ile şöhretyâb olmuştur.”

Evliya Çelebi’yi hayran bırakan meşhur kaz figürü maalesef 2002 yılında çalındı. Yıllarca kaz kabartmasının yeri boş kaldı. 2010 yılında Zeytinburnu Belediyesi’nin yaptığı restorasyon çalışmasında bir kaz replikası yapılarak çeşme eski görünümüne kavuşturuldu. Restorasyon çalışması sırasında kaz figürünün olduğu taşın M.S. 700’lü yılarda yapıldığı belirlendi.

Benzer Makaleler

İstanbul'un surları